Düşünceli ve saygılı yorumlarınızı bekliyoruz.

Misafir olarak yorum yapmak için bu adresi kullanın: guest@maninwhite.me

Azize az önce telefonda aldığı habere inanamıyor. Oğlu, yabancı bir ülkede ailesini doyurmak için var gücüyle çalıştığı işinden alınmış. Ona ne olduğunu bile anlamadığı bir sözleşmeyi zorla imzalatmışlar, sonra da onu hiçbir alakasının olmadığı acımasız bir savaşta çarpışmaya göndermişler. Azize oğlunun fotoğrafına bakıyor. Kendini çaresiz hissediyor, kaygılı. Oğlunun başına ne gelecek?

Şerif çapasını bırakıyor, ağrıyan sırtını dikleştirip gökyüzüne bakmak için tek kolunu gözlerine siper ediyor. Görünürde tek bulut yok. Uzun zamandır beklenen yağmur nerede? Tahıl ambarı bir süredir boş, dolayısıyla cüzdanıyla mutfağı da. Geçen ay borç veren adam dün gelip ona hakaretler ve tehditler yağdırdı. Ne yapacak?

İsmail soğuktan titriyor, kalbi hızla çarpıyor, boş midesi duyduğu büyük korkuyla buruluyor. Etrafı silahlı adamlarla çevrili, ona yabancı bir dilde bağırıyorlar. Bütün umutlarının boşa çıkmasının yarattığı hayal kırıklığı şimdi az sonra ne olacağını bilmemenin getirdiği ani korkuyla önemini yitiriyor.

Demet çaresiz. Babası ona bağırıyor. Annesi onu anlamıyor. Kız kardeşi sürekli canını sıkıyor. Çok güvendiği, evet, çok fazla güvendiğini çok geç fark ettiği erkek arkadaşı da kendisini öylece terk etti. Demet kendinden memnun değil, değer verdiği kişilerden de umduğunu bulamadı. Utanç içinde, kafası karışık ve öfkeli. Bir gün daha nasıl yaşayacak?

Bugün savaş, yer değiştirme ve belirsizlik gibi acımasız gerçekler pek çok kişinin vicdanını yaralıyor. Çatışmalardan zarar gören uluslar, şiddet nedeniyle dağılan aileler birçok kişide şu soruları uyandırıyor: Esenlik nerede? Umut nerede? Bunlar yeni sorular değil. Tarih boyunca birçok insan, geçmişte yaşamış peygamberler de dahil, esenlik ve kurtuluş vaadinin peşine düştü. Yeşaya da bu peygamberler arasındaydı, İsa’nın (esenliği üzerimize olsun) doğumundan yüzyıllar önce, dikkat çekici bir figür olan Esenlik Önderi’nin geleceğini haber verdi.

Yeşaya Peygamber 9:6

Çünkü bize bir çocuk doğacak, bize bir oğul verilecek. Yönetim onun omuzlarında olacak. Onun adı Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba, Esenlik Önderi olacak.

Yeşaya Peygamber, Allah’ın diğerlerine benzemeyen bir önder göndereceği bir zamandan söz eder. Bu önder gerçek esenliği getirecekti – yalnızca savaşı ortadan kaldıran değil, insan kalbini dönüşüren ve insanlığı Allah’la barıştıran derin, kalıcı bir esenlik. Bu Esenlik Önderi adalet getirecek, doğruluk tesis edecek ve şiddet döngüsünü bitirecekti.

Efendi İsa, kendisine saygı gösteren Müslümanlar tarafından merhametli, hikmet sahibi ve iyileştirici bir kişi olarak bilinir. Yalnızca peygamberlikte bulunmakla kalmadı, O bizzat kendisi birçok peygamberliğin vücut bulmuş halidir. Yeşaya’nın sözleri bunlardan birini oluşturur.

Efendi İsa doğduğunda Beytlehem kentinde gökyüzü meleklerle doluydu. İncil onların sözlerini yazar:

İncil, Luka 2:14

“En yücelerde Tanrı’ya yücelik olsun, yeryüzünde O’nun hoşnut kaldığı insanlara esenlik olsun!” dediler.

Meleklerin bu bildirisi Yeşaya Peygamber’in peygamberliğini hatırlatıyor, esenlik getiren olarak Efendi İsa’nın görevini doğruluyordu. O’nun doğumu sadece Beytlehem’deki insanlar için değildi; bütün uluslar, kavimler ve diller içindi. O’nun kuşağıyla da sınırlı değildi. Bugün acı çekenler için de bir vaatti.

Meleklerin şarkısı bize Allah’ın insanlık için istediği şeyin yıkım değil esenlik olduğunu hatırlatır. Allah’ın insanlığın ıstırabını ne kadar derinden önemsediğini ortaya koyar. Ayrıca O’nun şifa ve uzlaşma, insanlar arasında barış ve imanlı bir kişinin kalbine huzur getirmek için tarihte nasıl etkin bir şekilde müdahale ettiğini de gösterir.

Efendi İsa’nın sunduğu esenlik insanlar arasındaki çatışmanın temel nedenlerine değinir: gurur, nefret ve günah. İsa takipçilerine düşmanlarını bağışlamayı, komşularını sevmeyi ve Allah’ın en sonunda adaleti sağlayacağına güvenmeyi öğretti. O’nun yaşamı kırık kalpleri onarmaya, yaraları iyileştirmeye adanmıştı.

Yorgun olanlara şöyle der:

İncil, Matta 11:28-29

Ey bütün yorgunlar ve yükü ağır olanlar! Bana gelin, ben size rahat veririm. Boyunduruğumu yüklenin, benden öğrenin. Çünkü ben yumuşak huylu, alçakgönüllüyüm. Böylece canlarınız rahata kavuşur.

Efendi İsa’nın esenliği bir grupla ya da bir ulusla sınırlı değildir, evrenseldir. Kur’an’da Efendi İsa’dan bütün insanlara bir delil (mucize) olarak (ayet lil âlemîn, Meryem Suresi 19:21) bahsedilir. O’nun yaşamı, müjdesi, Allah’ın bütün yaratılışa duyduğu merhamet ve sevginin ispatıdır. “Esenlik Önderi” unvanı bize İsa’nın bizi ilk konumumuza geri getirmek gibi ilahi bir amacın aracı olduğunu hatırlatır. Esenlik, kalplerimizi Allah’ın rehberliğine açıp O’nunla barışmayı istediğimizde başlar.

En karanlık zamanlarda bile ışık, Allah’ın bizi terk etmediğine dair bir hatırlatıcı olarak parlar. O’nun esenlik vaadi sizin içindir.