Düşünceli ve saygılı yorumlarınızı bekliyoruz.

Misafir olarak yorum yapmak için bu adresi kullanın: guest@maninwhite.me

Her yıl Muharrem Ayı’nın onuncu gününde birçok ülkede Müslümanlar Aşure Günü’nü kutlar.

İbn Abbas tarafından kayda geçirilmiş bir Hadis’e göre: Muhammed (sav) Medine’ye gelip Yahudileri Muharrem Ayı’nın onuncu gününde oruç tutarken görünce “Bu nedir?” diye sordu. “Bu iyi bir gündür, Allah’ın İsrail’in çocuklarını düşmandan kurtardığı gün bu gündür ve Musa bu günde oruç tutmuştur,” dediler. Muhammed, “Bizim Musa üzerinde sizden daha çok hakkımız var,” dedi. Böylece o gün oruç tuttu ve halka da oruç tutmalarını söyledi.

Başka bir Müslüman geleneği bize Nuh’un (as) tufan bitip gemisinin kuru toprağa oturduğu aşure gününde dinlendiğini anlatır. O ve ailesi yaptıkları uzun yolculuğun sonunda gemide bulabildikleri artıklarla -çoğunlukla tahıl, fasulye, kurutulmuş meyve ve kabuklu yemiş- hazırladıkları özel bir yemekle bu özel günü kutladılar. Türkiye’de o gün hâlâ aşure adı verilen bu yemekle kutlanır.

Nuh (as) ve beraberindekilerin kutlama yapmak için iyi bir nedeni vardı. Kur’an’ın (Hûd 11:40) öğrettiği gibi, Nuh zamanında yalnızca birkaç kişi iman etmişti. Yine de Latîf Olan (Lütfu Bol Olan), bütün dünyayı kapsayan bir yıkımın ortasında, iman etmiş olan her insan için kurtuluşu hazırladı. Göreceğimiz gibi, sadece Nuh zamanında değil her zaman, Allah insanlara yargısını dağıtmadan önce onları peygamberi aracılığıyla uyarır, onlara değişmek için bir fırsat verir; dinleyen, inanan ve itaat edenler için güvenli bir yol sağlar. Unutmayın, Allah kimseyi kurtulmaya zorlamaz. Dinlemeyenler yok olur. Doğru yolda yürüyenler kurtulur. Dünyada yalnızca sekiz kişi kalmış olsalar bile Allah onlara bir kaçış sağlamak için yolunu değiştirecektir. Allah’a güvenmeyi seçtiyseniz, O’nu dinlediyseniz, O’nun bunu bildiğinden endişeniz olmasın. Bütün dünya yıkıma gitse bile ve daha sonra göreceğimiz gibi öyle de olur, Allah sizi gözetecektir.

Tevrat, Yaratılış 8:19-20

Bütün hayvanlar, sürüngenler, kuşlar, yeryüzünde yaşayan her türlü canlı da gemiyi terk etti. Nuh RAB’be bir sunak yaptı. Orada bütün temiz sayılan hayvanlarla kuşlardan yakmalık sunular sundu.

Tufanda onca can kaybından sonra neden Nuh’un (as) bir sunak yapması ve başka canlar, temiz sayılan hayvanlar ve kuşlar kurban etmesi gerekti? Önemli bir soru bu! Ne düşündüğünüzü öğrenelim.

Tufan hikâyesinden Allah hakkında pek çok şey öğreniriz. İşte onlardan bir tanesi:

Tevrat, Yaratılış 8:22

Dünya durdukça ekin ekmek, biçmek, sıcak, soğuk, yaz, kış, gece, gündüz hep var olacaktır.

Tufandan sonra dünya değişmişti. Görünen o ki tufan sırasında bütün gezegen etkilenmişti ve o zamandan beri de şimdi bildiğimiz şekilde dönüyor. Mevsimler ortaya çıktı ama Allah, sonsuz bilgeliğiyle, gelecek kuşaklar için baştan önlemler aldı. Yüzyıllardır evlerimizi ısıtan bütün kömür yatakları ve doğalgaz rezervleri tufan öncesi döneme ait bitkilerle bütün dünyayı etkileyen tufanda yok olan sayılamayacak kadar çok kurbanın cesetlerinin ürünüdür. Aynısı arabalarımızı çalıştırmak için kullandığımız petrolün ya da o arabaların üzerinde gittiği asfaltın da kaynağıdır.

Akıllara durgunluk veren bir şey değil mi bu? Allah, Doğru Yol’dan sapmış insanları önemsedi, ihtiyaçlarını karşıladı ve tekrar tekrar uyardı. Nuh’a (as) tövbe çağrısında bulunmasını ve onların gözünün önünde bir gemi inşa etmesini söyledi. Bu iş 120 yıl sürdü. Bütün bunlar insanları tövbeye yöneltmeye yetmedi. O zaman Allah korkunç bir kararı uygulamaya koydu. Ölümün neredeyse yaşayan her canı almış olmasına rağmen, Allah bu ölümleri bile iyi bir şey için -kurtardıklarını kuşaklar boyu gözetmek için- günümüze kadar kullandı.

Allah’ın bu hayattaki önlemleri için minnettar mıyım?

Bugün beni bundan sonraki hayata, ahirete taşıyacak güvenli bir gemi var mı?