Düşünceli ve saygılı yorumlarınızı bekliyoruz.
Misafir olarak yorum yapmak için bu adresi kullanın: guest@maninwhite.me
Rüya gördünüz mü?
Sorunlarınızı var mı?
Size yardım etmekten mutluluk duyarız.
Nisa Suresi 4:171
ٱلْمَسِيحُ عِيسَى ٱبْنُ مَرْيَمَ رَسُولُ ٱللَّهِ وَكَلِمَتُهُ
Meryem’in oğlu İsa Mesih, Allah’ın resulü ve kelimesidir
Bütün nebiler ve resuller (peygamberler ve elçiler) Allah’ın sözlerini konuşmaya çağrılıdır. Ancak Allah’ın bir sözünü konuşmakla Allah’ın Sözü olmak arasında büyük bir fark vardır.
İsa Mesih (O’nun esenliği üzerimize olsun), Allah’ın Kelimesi (Sözü) olarak adlandırılan Tek Kişi’dir. Bu benzersiz ünvanı O’nunla paylaşan başka kimse yoktur.
Allah’ın Sözü olmak (konuşmaktan ziyade) birçok ima içerir. Bütün nebiler ve resuller ilahi esinle Gerçek hakkında konuşurken Yüce Kur’an’a göre İsa, yalnızca İsa, Gerçek’tir.
Kur’an bu bakımdan İsa Mesih’in Kendisi hakkında aynı hakikati belirttiği İncil’i onaylar:
İncil, Yuhanna 14:6
İsa, “Yol, gerçek ve yaşam Ben’im” dedi. “Benim aracılığım olmadan Baba’ya kimse gelemez.”
Eğer İsa Allah’ın Sözü’yse, bunun anlamı O’nun, Hakk Olan’ın (Gerçeğin Kaynağı) doğru ifadesi olması gerektiğidir, ki bu da Allah’ın Kendisidir.
İncil, Yuhanna 8:58
İsa, “Size doğrusunu söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce ben varım” dedi.
Allah’ın Sözü’nün Ebedi olduğuna kim itiraz edebilir? İncil ve Kur’an, her ikisi de bize Meryem oğlu İsa’nın Allah’ın bir elçisinin kutsanmış anneyle konuştuğu gün yaratılmadığını gösterir. İsa (O’nun esenliği üzerimize olsun) şöyle demedi: “Ben İbrahim’den önceyim.” O’nun söylediği şey bundan çok daha fazlasını ifade etmektedir. O şöyle dedi: “Size doğrusunu söyleyeyim, İbrahim doğmadan önce BEN VARIM.” Bu ifade Kur’an’da geçen İsa’nın Allah’ın Kelimesi olduğu iddiasıyla tamamen uyumludur. Allah’ın Sözü ne zaman var olmaya başladı? Ne zaman Allah’ın bir Sözü olmadı? Bunu hiç düşündünüz mü? Allah’ın Sözü sırf rahatsız ettiği için “örtbas edilemez”. Allah’ın Sözü’nün Gerçek olması gerekir.
Allah’ın Sözü’nün ne olduğu, Gerçeğin ne olduğu konusunda kuşkuya yer yok. Soru şu: Ben Sözü ve Gerçeği izlemeye hazır mıyım? O’nun huzuruna çıkmaya hazır mıyım?