Düşünceli ve saygılı yorumlarınızı bekliyoruz.
Misafir olarak yorum yapmak için bu adresi kullanın: guest@maninwhite.me
Rüya gördünüz mü?
Sorunlarınızı var mı?
Size yardım etmekten mutluluk duyarız.
Bismillahirrahmanirrahim
Saffât Suresi 37:99-107
وَقَالَ إِنِّى ذَاهِبٌ إِلَىٰ رَبِّى سَيَهْدِين رَبِّ هَبْ لِى مِنَ ٱلصَّـٰلِحِينَ فَبَشَّرْنَـٰهُ بِغُلَـٰمٍ حَلِيمٍۢ فَلَمَّا بَلَغَ مَعَهُ ٱلسَّعْىَ قَالَ يَـٰبُنَىَّ إِنِّىٓ أَرَىٰ فِى ٱلْمَنَامِ أَنِّىٓ أَذْبَحُكَ فَٱنظُرْ مَاذَا تَرَىٰ ۚ قَالَ يَـٰٓأَبَتِ ٱفْعَلْ مَا تُؤْمَرُ ۖ سَتَجِدُنِىٓ إِن شَآءَ ٱللَّهُ مِنَ ٱلصَّـٰبِرِينَ فَلَمَّآ أَسْلَمَا وَتَلَّهُۥ لِلْجَبِينِ وَنَـٰدَيْنَـٰهُ أَن يَـٰٓإِبْرَٰهِيمُ قَدْ صَدَّقْتَ ٱلرُّءْيَآ ۚ إِنَّا كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ إِنَّ هَـٰذَا لَهُوَ ٱلْبَلَـٰٓؤُا۟ ٱلْمُبِينُ وَفَدَيْنَـٰهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍۢإِنَّ
İbrahim dedi: “Kuşkunuz olmasın ki ben Rabbime gideceğim, O bana kılavuzluk edecek.” “Rabbim, bana iyilik/barış sevenlerden birini lütfet!” Bunun üzerine biz, İbrahim’e yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. Çocuk onunla birlikte koşacak yaşa gelince, İbrahim dedi: “Yavrucuğum, uykuda/düşte görüyorum ki ben seni boğazlıyorum. Bak bakalım sen ne görürsün/sen ne dersin?” “Babacığım, dedi, emrolduğun şeyi yap! Allah dilerse beni sabredenlerden bulacaksın.” Böylece ikisi de teslim olup İbrahim onu şakağı üzerine yatırınca, Biz şöyle seslendik: “Ey İbrahim!” “Sen rüyayı gerçekleştirdin. İşte biz, güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririz.” “Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi.” Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.
Bu hikâye her sene bütün dünyada Kurban Bayramı’nda (Eid al-Adha, Qurbon hayiti, Tabaski vs.) Müslümanlar tarafından anılır.
İbrahim Peygamber (as) kendisinden gelecek özel bir bereketi (kutsama) sadece büyük uluslara değil bütün insanlığa ulaştırmak üzere Allah tarafından seçilmişti.
Tevrat, Yaratılış 12:2, 3
“Seni büyük bir ulus yapacağım, Seni kutsayacak, sana ün kazandıracağım, Bereket kaynağı olacaksın. Seni kutsayanları kutsayacak, Seni lanetleyeni lanetleyeceğim. Yeryüzündeki bütün halklar Senin aracılığınla kutsanacak.”
Kur’an’da da benzer bir vaatte bulunulur:
Bakara Suresi 2:124
إِنِّى جَاعِلُكَ لِلنَّاسِ إِمَامًۭا ۖ
“Seni insanlara önder yapacağım.”
Kurban Bayramı, Allah’tan gelen bir görüm üzerine İbrahim’in sunduğu kurbana ithafen kutlanır. Cebbâr Olan (Zorlayıcı, yapılmasına karar verdiği şeyi dilediğinde zorla yaptıran) oğlunu kurban etmesini istediğinde peygamberi hayal edilemeyecek kadar zor bir sınava tabi tuttu. Bakara Suresi’ndeki bu hikâye şu sözlerle sona erer:
Saffât Suresi 37:106, 107
“Bu, hiç kuşkusuz apaçık imtihanın ta kendisiydi.” Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.
Bu büyük ya da önemli kurban neydi? Kur’an bize bu konuda bir cevap vermez. Aşağıdaki ayetler bu konudan bahsetmiyor. Ayetler şöyle devam ediyor:
Saffât Suresi 37:108-113
وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِى ٱلْـَٔاخِرِينَ سَلَـٰمٌ عَلَىٰٓ إِبْرَٰهِيمَ كَذَٰلِكَ نَجْزِى ٱلْمُحْسِنِينَ إِنَّهُۥ مِنْ
عِبَادِنَا ٱلْمُؤْمِنِينَ وَبَشَّرْنَـٰهُ بِإِسْحَـٰقَ نَبِيًّۭا مِّنَ وَ بَـٰرَكْنَا عَلَيْهِ وَعَلَىٰٓ إِسْحَـٰقَ ۚٱلصَّـٰلِحِينَ
Sonra gelenler içinde onu hatırlatan bir şey bıraktık. Selam olsun İbrahim’e! Böyle ödüllendiririz biz, güzellik sergileyenleri! O da bizim inanan kullarımızdandı. Biz ona, hayrı ve barışı sevenlerden bir peygamber olan İshak’ı müjdeledik. Ona da İshak’a da bereketler lütfettik.
Büyük kurbanla ilgili hikâyenin Kur’an’daki kaydı böyle sona eriyor.
Kendinize (ya da belki dedenize, annenize veya öğretmene) hiç sordunuz mu?: Neden bütün dünyada Müslümanlar bayramda bir koç öldürüyor? İnsanlar neden bu kadar zahmete giriyor; sadece köylerde değil Kahire, Mumbai ya da İstanbul gibi yüz binlerce hayvanın taşınması gereken büyük şehirlerde bile? Neden buralarda yaşayan insanlar yılın diğer zamanlarında yaptıkları gibi koyun eti satın almıyor? Neden Kurban Bayramı’nı kutlamak için hep bir kuzu kurban ediyoruz?
Bunun cevabı Kur’an’da yok ama merak etmeyin. Allah bizi şüphede bırakmaz.
İbrahim Peygamber ve büyük kurbanın hikâyesi üç bin yıldan uzun bir zaman önce Tevrat’ta yazıldığı haliyle aşağıda. Okumaya başlamadan önce küçük bir not düşmek istiyoruz. Kurban edilmek üzere seçilen oğulun İshak olmasına şaşırabilirsiniz. Bu hikâyenin doğruluğu konusunda şüpheleriniz varsa yapabileceğiniz en basit şey Kur’an’daki hikâyeye geri gitmektir. Kur’an hangi oğuldan bahsediyor? Her iki kutsal kitabın da aynı çocuktan bahsettiğini göreceksiniz. Eğer yine de bir yanlışlık olduğunu düşünüyorsanız kendinize sorun: Neden böyle düşünüyorum? Allah öyle dediği için mi, Kur’an böyle öğrettiği için mi, yoksa sadece insanlar böyle inanmamı söylediği için mi?
Pekâlâ, işte Kurban Bayramı’nın tam hikâyesi.
Tevrat, Yaratılış 22:1-14
Daha sonra Tanrı İbrahim’i denedi. “İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “Buradayım!” dedi. Tanrı, “İshak’ı, sevdiğin biricik oğlunu al, Moriya bölgesine git” dedi, “Orada sana göstereceğim bir dağda oğlunu yakmalık sunu olarak sun.” İbrahim sabah erkenden kalktı, eşeğine palan vurdu. Yanına uşaklarından ikisini ve oğlu İshak’ı aldı. Yakmalık sunu için odun yardıktan sonra, Tanrı’nın kendisine belirttiği yere doğru yola çıktı. Üçüncü gün gideceği yeri uzaktan gördü. Uşaklarına, “Siz burada, eşeğin yanında kalın” dedi, “Tapınmak için oğlumla birlikte oraya gidip döneceğiz.” Yakmalık sunu için yardığı odunları oğlu İshak’a yükledi. Ateşi ve bıçağı kendisi aldı. Birlikte giderlerken İshak İbrahim’e, “Baba!” dedi. İbrahim, “Evet, oğlum!” diye yanıtladı. İshak, “Ateşle odun burada, ama yakmalık sunu kuzusu nerede?” diye sordu. İbrahim, “Oğlum, yakmalık sunu için kuzuyu Tanrı kendisi sağlayacak” dedi. İkisi birlikte yürümeye devam ettiler. Tanrı’nın kendisine belirttiği yere varınca İbrahim bir sunak yaptı, üzerine odun dizdi. Oğlu İshak’ı bağlayıp sunaktaki odunların üzerine yatırdı. Onu boğazlamak için uzanıp bıçağı aldı. Ama RAB’bin meleği göklerden, “İbrahim, İbrahim!” diye seslendi. İbrahim, “İşte buradayım!” diye karşılık verdi. Melek, “Çocuğa dokunma” dedi, “Ona hiçbir şey yapma. Şimdi Tanrı’dan korktuğunu anladım, biricik oğlunu benden esirgemedin.” İbrahim çevresine bakınca, boynuzları sık çalılara takılmış bir koç gördü. Gidip koçu getirdi. Oğlunun yerine onu yakmalık sunu olarak sundu. Oraya “Yahve yire” adını verdi. “RAB’bin dağında sağlanacaktır” sözü bu yüzden bugün de söyleniyor.
Şimdi bayramlık koç fikrinin nereden çıktığını görüyor musunuz? Kur’an’ın İbrahim Peygamber’in hikâyesinin ya da başka pek çok peygamberin hikâyelerinin her ayrıntısını tekrarlamasına gerek yoktur. Kur’an, vahyedilme amacının Allah’ın ondan önce vahyettiği kutsal kitapları doğrulamak olduğunu açık bir şekilde ve tekrar tekrar söyler.
Âli İmran Suresi 3:3, 4
نَزَّلَ عَلَيْكَ ٱلْكِتَـٰبَ بِٱلْحَقِّ مُصَدِّقًۭا لِّمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَأَنزَلَ ٱلتَّوْرَىٰةَ وَٱلْإِنجِيلَ ٣ مِن قَبْلُ هُدًۭى لِّلنَّاسِ وَأَنزَلَ ٱلْفُرْقَانَ ۗ إِنَّ ٱلَّذِينَ كَفَرُوا۟ بِـَٔايَـٰتِ ٱللَّهِ لَهُمْ عَذَابٌۭ شَدِيدٌۭ ۗ وَٱللَّهُ عَزِيزٌۭ ذُو ٱنتِقَامٍ
O, sana Kitap’ı, önündekileri tasdikleyici olarak hak bir yoldan indirdi. Tevrat’ı ve İncil’i de indirmişti. Daha önce insanlara bir yol gösterici olarak Furkan’ı da indirdi. Şu bir gerçek ki, Allah’ın ayetlerini örtüp inkâr edenler için şiddetli bir azap vardır. Ve Allah hem Azîz’dir hem intikam alıcı.
Yukarıda belirttiğimiz gibi Kur’an, Kurban Bayramı’nda anılan hikâyeyi şu sözlerle bitirir:
وَفَدَيْنَـٰهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍۢ
Ve fedeynâhu biżibhin ‘azîm(in).
Ve ona fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik.
Çoğu Müslüman tefsirci bu “büyük kurban”ın İbrahim’in oğlunun yerine kurban edilmesi için Tanrı tarafından sağlanan koçu ifade ettiğini söyler. Evet, öyle gerçekten. Ancak olay bununla bitiyor mu? Bir düşünün. İbrahim’in kıymetli oğlunun değerine karşılık bir koç gerçekten büyük bir kurban olur muydu? En azından kırsal bölgelerde, Müslüman aileler için bir koyun ya da kuzu öldürmek sıradan bir iş değil midir? Şehirde yaşıyor ve mahalle kasabından ya da marketten et satın alıyor olsanız bile, koyun eti sizin için olağanüstü bir şey mi? Bir deve, belki, ama bir insan, hele de İbrahim gibi varlıklı bir göçebe neden kuzu öldürmeyi “büyük bir kurban” olarak görsün? Aslında deveden bile bu şekilde bahsetmek bir parça abartılı olurdu. عَظِيمٍۢ (‘azîm) kelimesi Türkçede çeşitli anlamlara gelir: büyük, muazzam, çok önemli, başarı, güçlü, ihtişamlı, şahane veya devasa.
Bir koç mu? Mümkün değil.
“Büyük kurban” başka, çok daha önemli bir ذِبْحٍ عَظِيمٍۢ (kurbanı) işaret ediyor olmalı.
İncil’de bütün dünya için kurban ve fidye yapılanın İsa Mesih (esenliği üzerimize olsun) olduğunu okuruz. Yahya Peygamber O’ndan şöyle bahsetti: “İşte, dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı Kuzusu!” (İncil, Yuhanna 1:29) Yahya İsa’ya bu unvanı, İbrahim’den çok önce Allah tarafından O’na biçilmiş rolünü vurgulamak için vermişti. İsa Mesih Yahudilere şöyle cevap vermişti: “Babanız İbrahim günümü göreceği için sevinçle coşmuştu. Gördü ve sevindi.” (İncil, Yuhanna 8:56) İbrahim Peygamber Mesih’in dünyayı kurtaracak Büyük Kurban olarak gelmesini bekliyordu. Sevgili oğlunun hayatını kurtarmak için İbrahim’e sağlanan kurban ile önceden bildirilen Kurtarıcı, İsa’dır.
Müslümanlar her yıl İbrahim’in, oğlunu kurban etmeye hazır oluşuyla şüpheye yer bırakmayacak şekilde kanıtladığı Allah’a olan derin ve kusursuz sadakatini anarlar. Bu oğul, onun yerine sunulan “büyük kurban” sayesinde dağdan babasıyla birlikte döndü. Allah’ın insanlara duyduğu derin ve olağanüstü sevgiyi hatırlayarak yalnız Kurban Bayramı’nda değil, yılın her günü sevinebiliriz; bizim İsa Mesih olarak tanıdığımız kendi Sözünü ve Ruhunu bile esirgememesi bu sevginin büyüklüğünü gösterir.
İncil, İbraniler 9:28
Mesih de birçoklarının günahlarını yüklenmek için bir kez kurban edildi. İkinci kez, günah yüklenmek için değil, kurtuluş getirmek için kendisini bekleyenlere görünecektir.
İsa Mesih’in neden “Büyük Kurban” olarak kabul edilmek için mükemmel bir seçim olduğunu daha iyi anlamak için İsa eşsizdir makalemizi okuyun.